Ana içeriğe atla

EMZİĞİ NASIL BIRAKTIK?

Emzik bırakma
29 Ekim 2014
Derin  1,5 yaşında (18 ay 23 günlük) olmuştu.
Aklım da bir süredir emziği bırakma konusunda düşünceler vardı. Bununla ilgili neler yapabiliriz, en sancısız şekilde nasıl üstesinden geliriz diye düşüyordum. Bir yandan da doğduğu günden beri onunla özdeşleşen emziği ondan ayırmak onun için de bizim içinde sıkıntılı bir durumdu.
Çünkü Derin doğduğu 3. günden beri emzik emiyordu. O dönem yaşadığımız sağlık sıkıntılar emzik kullanmaya mecbur etmişti.



Uzmanlar 24 aya kadar emzik kullanılmasında sakınca olmadığını söyleseler de, Derin’in doktoru emziği 18. ayda bırakmamız yönünde bizi uyarmıştı.  Bunun yanında Derin beni de emdiği için aynı anda hem memeden kesmek hem de emzikten ayırmak onun küçük dünyası için daha büyük bir kaos olacağından; önce emziği bırakmasını istiyordum ki, anne sütünü iki damla daha fazla alsın diye.
Emziği geç bırakmak; çocuklarda diş gelişimini olumsuz etkileyip, konuşma geriliği de yapıyor.
İnternet, sosyal medyadan ve takip ettiğim bloglardan derlediğim birkaç yöntem vardı kafamda.
Emziğin içine şırıngayla sirke enjekte etmek, ucunu makasla kesmek vs. gibi…
Ama ben hangisi denesem diye düşünürken Derin kendi yöntemini kendi buldu.

29 Ekim sabahı eşim balkona bayrak asmasına yardım etmem için bana seslendi. Bende o sırada kahvaltı hazırladığım için kendi kendine halletmesini söyledim. Bu sırada Derin de onun yanındaydı. Eşim balkonun sürgü kapısını açar açmaz aşağıya her zaman ki kediler toplandı. Derin kedilere bakarken ağzında olan emziği “baba bak kedi” derken pat diye düşürdü. Eşim bir an duruma sinirlenip seslendiğim halde neden gelmiyorsun diye bana serzenişte bulunurken, Derin de aşağıya düşen emziğinin arkasından “aa emzik düştü” diye şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Sonra eşimle bir an göz göze gelip aynı şeyi düşündük.  Babası Derin’e doğru eğilip “Babacım sen emziğini düşürdün pisi emziği aldı, emzik pis oldu” dedi.  Derincim küçük aklında olayı tahlil edip anlamaya çalışırken çoktan iş işten geçmişti aslında. Sonra Dedeyle Babaannenin yanına gittik. Derin heyecanla yaşadığı olayı Dedesine anlatırken hali görülmeye değerdi.
“Dede pisi emzik aldı, Dede pisi çağır, Baaa pisi meme aldı…”
İlk dakikalar anlamadı. Çünkü Derin gün içinde değil uykuya geçiş sırasında ve uykuda emziği kullanıyordu.
 O gün bir de Derin’in ilk arkadaşı, sevgili Ural’cığımız bize gelecekti. Onu görünce, onunla oynarken de pek aklına gelmedi. Ara ara aklına gelince de yaşadığı olayı hemen anlatmaya başlıyordu. “cicibaba kedi emzik aldı, ciciaaa meme düş pisi aldı…” neyse ki Ural’da emzik kullanmadığında hatırlayıp isteme gibi bir durum söz konusu olmadı.

Bizi zorlu bir 3 gün bekliyordu. Sonrasında daha kolay olacağına emindim.

O akşam uyku da ilk gecemiz olduğu için zorlandık. Gece uykusundan uyanıp “aaa pisi meme aldı”
“aaa pisi meme getir” diye söylenip ağladı. Normalde gece uykusunda yatağının en ücra köşesine giren emziğini, eliyle koymuş gibi bulan Derin, o gece arayıp arayıp bulamadığı emziğinin arkasından çok huysuzlandı.  Bende o elini her attığında eline Zuzu’yu verdim. Derin doğduğu günden beri Zuzu(zürafa sophie) ile uyuyor. Zuzu onun Uyku arkadaşı. Ve emziği arayıp bulamadığında Zuzuyu hissetmek onu rahatlattı. Yani ilk gecemiz biraz sancılı geçti.

2. gün
Acaba erken miydi? Biraz daha emse miydi? Aslında emzik Derin’e ne kadar da çok yakışıyordu diye kendi kendime bir pişmanlık hissediyordum. Gerçekten emzik Derin’in bebekliğinin bir kanıtı gibiydi.
Sanki o emzik çıkınca birden benim minik kelebeğim büyümüş abla olmuş gibiydi. Ama ona durumu bu kadar izah edip anlattıktan sonra tekrar emziği vermek olmazdı. Bu onun kafasını daha çok karıştırıp, güvensizlikle yaratırdı. 2. gün de biz işteyken birkaç kez Dedesinden istemiş ama Baaa(babaanne)dan istememiş. Dedesi de kedileri kızmış ve durumu ona anlatmışlar.  O gece de yine aynı şekilde Derin uykusunda huzursuzdu. Sanki elini her attığında emziğini bulacakmış gibi yatağında aranıyordu ama nafile.  O gece uykusunda ağzında emzik olmadığı halde ağzında emzik varmış gibi kendi kedine emdiğini fark ettim.

3. gün
Pisinin memeyi almasının üstünden 2 gün geçmişti. Kafamda dünkü soru işaretlerinden eser kalmamıştı. Doğru bir karar verdiğimiz ve doğru yolda olduğumuzdan emindim. 3. Gün Babaannesine çok zormuş. Babaannemiz de yine ona yaşadığı olayı anlatarak, onu sakinleştirmiş.  Zaten 3. Günü atlattıktan sonra daha kolay olacağına inanıyordum. Derin de emziğin yarattığı büyük bir eksiklik ve boşluk vardı. Kolay değil 3 günlükten beri, tam 600 gündür emzik emiyordu. Ve bir gün geldi pisi aldı. O gece de uykusundan uyanıp pisiyi çağırdı. Sürekli “aaa pisiii kız, aa kedi kıs” diyordu.

Geçen 3 günde aslında en çok babaannemiz zorlandı. Çünkü Derin memeyle uyuduğu için öğle uykusunda sıkıntı olmuştu. Emziksiz uykuya geçmekte zorlanıyor ve huzursuzlaşıyordu. Akşamları ben olduğum için emzik yerine meme emiyor ve bir nebze olsun rahatlıyordu.

Şimdi emziksiz günlerimizin üzerinden tam 2 hafta geçti.
Tabi ki de kolay olmadı ama Derin’in bu süreci kendi başlatmış olması işin en güzel yanıydı bence. Sonrasında bizim gösterdiğimiz tutum, kararlılığımız ve onun bu durumu daha kolay atlatmasına vesile olmuştu.
Ama bunca zamandır emziğin çok faydasını gördüğümüzü söylemeden de edemeyeceğim.
 Yeri geldiği zaman tam bir kurtarıcı. 

Hala daha minik kelebeğime emziğin çok yakıştığını düşünüyor olsam da;
 Emziksiz hayat, Derin’e hoş geldin…

Bu da emzikle son fotoğrafımız.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAĞLI EKMEK KIZARTMASI

Haftasonu  kahvaltılarımızın vazgeçilmez tatlarından biri yağlı ekmek. Eğer evde önceki günden kalan bayat ekmek varsa değmeyin keyfimize. Çünkü taze ekmekle aynı tadı yakalamak mümkün değil. Ekmek ne kadar bayatsa tadı o kadar lezzetli oluyor. Eskiden annelerimiz bayat ekmeği değerlendirmek için, bunu ocakta demir tost makinelerinin içinde yapardı.  Geçen gün bayat ekmekle ilgili değişik yapılabilecek bir tarif ararken fark ettim ki, kimse yağlı ekmek kızartmasını paylaşmamış. Bende bilmeyen varsa yazayım dedim. Yapımı en kolay, tadı en keyifli kahvaltılıklardan biri. Malzemeler :

TUVALET EĞİTİMİ

Derin için tuvalet eğitiminde biraz geç kalmıştık. Yaşadığımız bir takım sıkıntılı süreçler benim konu da geri kalmama neden olmuştu. Bu yüzden ben sabır olarak kendimi yeteri kadar rahat hissetmiyordum hem de mevsimsel nedenler vs. kendimce hep bir bahanem ve endişem vardı. Aslında gözümde büyüyen tuvalet eğitimi meselesi uygulamada hiç de beni zorlamadı. Biz bu işi nasıl sancısız sıkıntısız tasasız anlattık bahsedeyim. Derin tam 3 yaşına gelmişti. Ve artık bu bez mevzusu kapanmalıydı. Nacizane fikrim öncelikle şunu söylemeliyim ki bu işe önce anne karar vermeli. Sonra çocuğun bu eğitime hazır olup olmadığına bakılmalı. Zaten ben karar verip de tuvalet eğitimine nerden başlamak gerekir diye araştırmaya başladığımda aslında Derin’in de hazır olduğunu fark ettim. Biz Derin’in abisi Sevgili Mert’ciğimde tuvalet eğitimi sırasında bazı sıkıntılar yaşamadık. İlk önceleri tuvalete oturmak istemiyor, hatta tuvaletten korkuyordu. Ben bu yüzden Derin 1 yaşına geldikten sonra ki

MEMEDEN KESME

Çok uzun zamandır fırsat bulamadığım için önemli bir konu başlığını yazmadığımı farkettim.  Memeden Kesme! Herkesin bu konuda iyi ya da kötü bir macerası vardır. Aslında bunu çok önceden yapmalıydım ama ne kendimde o gücü bulabildim ne de Derino’yu bu fikre hazırlayabildim. İçinde bulunduğumuz durum, yaşadığımız Zor Günler bu konuda beni engellemişti.