Dünya Emzirme Haftası; hamilelik serüveninin 40 hafta kabul edilmesi sebebiyle her yılın 40. Haftası olan 1-7 Ekim tarihleri arasında dünyanın birçok ülkesinde ve ülkemizde çeşitli etkiliklerle bu özel dönemin altını çizmek ve anne sütünün önemini vurgulamak adına kutlanan bir haftadır.
Bu güzel süreci yaşamış ve yaşayan biri olarak bu döneme dair içimden geçenler…
Emzire hikayemiz:
Bu Derin ile ikimizin hikayesi.
Ve hayatımız boyunca yaşayacağımız en sessiz, en duygu yüklü, en dokunaklı, en masum, en kıymetli hikayelerimizin ilki.
Her hikayenin iyi ve güzel yanları olduğu gibi ne yazık ki kötü yanları da olabiliyor,
bizim de iyi hikayemizinde sıkıntı yanları oldu.
bizim de iyi hikayemizinde sıkıntı yanları oldu.
Derin normal doğum ile doğdu ve doğduğu anda sütüm gelmişti.
Ve doğduğu ilk andan itibaren emmede problem yaşamayan ve sürekli emmek isteyen bir bebekti. Tam olması gerektiği gibi.
Ancak Derin daha 3 günlükken sarılık nedeniyle hastaneye yatışımızla birlikte zor günler başlamıştı.
Doktorların kesin talimatı vardı. Emzirmek için dahi olsa fototerapi makinesinden çıkmayacak ve ben makinenin içinde emzirecektim. Gerçekten zor günlerdi.
Şimdi geriye dönüp düşününce insan yaşadığı zorluğu yaşarken anlamıyor.
Şimdi geriye dönüp düşününce insan yaşadığı zorluğu yaşarken anlamıyor.
Derin’in ilk doğduğu andan itibaren emme refleksi çok kuvvetliydi ve bu yüzden o ilk doğduğu gecenin akşamı göğüslerimde ağrı başlamıştı.
Hastaneye yattığımız 3. Günde artık acıdan emziremez hale gelmiş ve göğüslerimde yaralar oluşmaya başlamıştı.
Bir yandan 3 günlük küçücük bebeğim makinenin üstünde ağlar, bir yanda ben…
Daha sütüm yetecek mi, yetiyor mu diye düşünmeye fırsat bulamazken,
aklımda bin türlü soru…
İyileşmesi için doktor bol bol emmesi gerekiyor diyordu.
Ama Derin her emdiğinde benim canımdan can çıkıyordu.
Acıdan gözümden yaş geldiğini bilirim.
Ama hiçbir acı ona vereceğim bir damla sütten daha üstün olamazdı.
O yüzden tırnaklarımı ellerime geçirerek, dişlerimi sıkarak da olsa emzirdim.
Ben acıdan kıvranırken doktorun tavsiyesi ile
Lansinoh HPA Lanonin Krem ve Avent göğüs ucu koruyucu kullanmaya başladım.
Bir nebze olsun acı hissini azaltmıştı.
Avent Göğüs Koruyucu; kokusu, tadı olmayan ince silikondan üretilmiş şeffaf yapısıyla bebeğin kavraması da oldukça kolaydı. Bu anlamda sıkıntı çeken tüm annelere tavsiye ederim.
Yaklaşık 7. günün sonunda meme uçlarında yara ve çatlaklar oluşmaya başladı.
Tam olarak Mastit olmasa da ağrılı ve kanama olmaya başlamıştı.
Ek olarak bir doktorun yazdığı bir pomat daha kullanmaya başladım.
Bu ilaçla Lansinoh HPA Lanonin Kremi karıştırıp macun kıvamında emzirme sonrasında meme uçlarına sürüp üstüne Lansinoh göğüs pedi bazen de Avent göğüs ucu koruyucu koyup, emzirmeden önce sodyum bikarbonatlı su ile temizliyordum.
Annem bu acının Derinin ağzında iyileşeceğini, ilacının bebek olduğunu söylese de; ben yine de bu acıyı geçirmek adına her türlü yolu denediğim ve başarısız olduğum gerçektir.
Sarı kantron yağı, ceviz kabuğu vs. gbi bir sürü şey en soğan tavsiyesinde bulundular ama kokusundan Derin etlilenip emmeyi bırakır diye demedim bile...Hastanede çıkıp eve geldiğimizde kulağıma mantıklı gelen her türlü doğal yolu denedim ama sonuç yoktu.
Evde emzirmek yine bir nebze olsun dışarıya göre daha kolaydı. Dışarıda emzirmek gerçekte bu süreçte başlı başına bir olaydı benim için; bir yandan emzirme örtüsü tut, bir yandan göğüs ucunu takmaya çalış,bir yandan Derin’in tut derken 3 kişi (annemler dahil) emzirmeye çalıştığımızı bilirim :)
Ama neyse ki o zor günlerden sonra şimdi her an her yerde hiçbir sıkıntı olmadan rahatça emziriyorum tabi bunda eşimin de desteği ve katkısı çok büyük…
Üstüme minik bir şal vs, atıp kamufle ettikten sonra,
Kim bakmış, kim ne demiş umurumda değil…
Zaten ben bebeğimi emzirirken bu durumdan farklı niyetler geçiren, insanlıktan nasibini almayan yaratıklar için söylenecek söz yoktur bence.
Netice de tam 2 ay süren bu ağrılı süreç ikinci ayın sonun da kendiliğinden geçti.
Her emzirmenin işkenceye döndüğü, psikolojimin bu sebepten olumsuz etkilendiğini, en keyifli anlarımızın tadını çıkaramadığımız ve emzirmek için çok büyük çaba sarf ettiğim o iki ay kendiliğinden geçmişti.
Ben Derin'e ilk 6 ay anne sütü dışında hiç bir şey vermedim. Esas olan tek şey benim için anne sütüydü. Dışarıdan “bu çocuğa hala bir yudum su bile vermiyor musun?” sorularına rağmen vermedim. Sonuçta anne sütünün yerini hiç bir şey tutamazdı. Zaten anne sütünün yaklaşık %87’si su olduğundan Derin’in doktoru da su vermememiz konusunda özellikle ikaz etmişti.
Şimdi gelelim keyif dolu anlarımıza…
Artık emmesi için gözünün içine baktığım bebeğim, kucağımdayken hissettiğim duygunun eşi benzeri yoktu.
İki ay da tadını çıkaramadığım her anının acısını hala çıkarıyorum ve 19 ay oldu hala emzirmekten de büyük keyif alıyorum.
Bu süreçte edindiğim tecrübelere gelince;
En başta stresten ve stres faktörlerinden uzak durmayı tercih ettim, etmeye çalışıyorum.
Çünkü beynimiz öyle bir şey ki; siz ona doğru komutları verdiğiniz zaman o da size istediğiniz her şeyi size veriyor. İstemek başarmanın yarısıdır diye boşuna demiyorlar.
Süt yapan gıdaları tüketmeye özen gösterdim,
Bol su içtim, hala içiyorum.
Benim için en çok süt yapan besinler sırayla;
-Helva, hurma, dereotu (ve diğer yeşillikler) ve bulgur pilavı (hepsini de çok severim:)
Yediklerime sadece kaliteli süt üretebilmek için dikkat ettim. Zaten iştahlı ve kilo almaya müsait bir yapım olmasına rağmen bu dönemde hiç kilo almadığım gibi tam 10.ayda da doğum kilolarımın hepsini verdim.
Ve tabi ki bol uyku.
Bir de özellikle değinmek gerekirse emzirme döneminde hiç ama hiç rejim yapmadım.
Yediklerime sadece kaliteli süt üretebilmek için dikkat ettim. Zaten iştahlı ve kilo almaya müsait bir yapım olmasına rağmen bu dönemde hiç kilo almadığım gibi tam 10.ayda da doğum kilolarımın hepsini verdim.
Eh, artık süt miktarı eskisi gibi olmasa da ben Derin istediği sürece, elimden geldiğince onu emzirmeye devam etmek istiyorum. Hedefim 24 ay! Umarım başarırız, ancak başaramazsak bile bu zamana kadar aldığı her damla kar! O yüzden içim çok rahat.
Ve bir de çokca dua edin,
Şükür edin.
Çünkü Allah öyle bir şey size bahşediyor ki; belki de o güne kadar ne işe yaradığını anlamadığınız göğüslerinizden süt gelip bebeğiniz emdiğinde bu ilahi gücün varlığına bir kez daha şahit oluyorsunuz.
İşte ben o zaman anladım ki gerçek mucize bizdik…
Ve bunun için edilen her dua, her şükür sonsuzdur.
Sütünüzle kalın…
Stay with milk :)
Yorumlar
Yorum Gönder