Ana içeriğe atla

MEMEDEN KESME


Çok uzun zamandır fırsat bulamadığım için önemli bir konu başlığını yazmadığımı farkettim. 
Memeden Kesme!
Herkesin bu konuda iyi ya da kötü bir macerası vardır.


Aslında bunu çok önceden yapmalıydım ama ne kendimde o gücü bulabildim ne de Derino’yu bu fikre hazırlayabildim. İçinde bulunduğumuz durum, yaşadığımız Zor Günler bu konuda beni engellemişti.

Dile kolay Derino 28 aylık olmuştu. Artık onun meme ile ilişkisi tiryakilikten öte değildi.
Sadece akşamları uyumadan önce emiyor olsa da, gün geçtikçe gece uykusundan meme emmek için hatta temas etmek için uyanmalara başladı. O uyandıkça ben geceleri uykumu alamaz ve ertesi gün işte bitap duruma düşüyordum.

Kesinlikle psikolojik bir süreç olduğunu düşünüyorum.
Kendimi hazır hissettiğim zaman bu iş bitmeli diye düşünüyordum. Ancak bu seferde, sanki emziren kendiymiş gibi eşim kendini hazır hissetmiyordu; "bu günler bir daha geri gelmeyecek, istesen de emziremeyeceksin" diye aklımı çeliyordu.
İş bu haldeyken günler, aylar geçiyor ve Derin için bu durum iyice bağımlılık haline gelmişti. Derino'nun doktoruna göre de 24. Aydan sonra artık memeden kesilmeliydi. Ancak eşim, Dokturumuza düşüncesini aktardığında doktorumuz; "bu şekilde de düşünen psikoanalisteler de var" diyerek orta halli bir çözüm üretircesine seçimi kibarca bana bırakmıştı.

Tabi ki de eşsiz bir duygu, tarifi yok, mucizenin ta kendisi.
Ama her güzel şeyin olduğu gibi bunun da bir sonu olmalıydı.
Memeden kesmek Derin için ne kadar travmatik bir durumsa benim içinde öyle olacaktı.
Her ne kadar 28 aylık koca bir kız olsa da, o hala benim minik bebeğimdi.

Her gece uykusu geldiğinde, önce babasına iyi geceler öpücüğünü verip,
Ardından heyecanla kucağıma gelince o minik elleriyle "abra kadapra, hokus pokus" diyip memenin açılmasını keyifle beklerdi.
Onun için bu an bile öyle bir büyüye sahipti ki…
Ona sırf bu yüzden bile, haksızlık yaptığımı düşünüyorum.

Ama dedim ya, biliyorum sonu yok. Ve her geçen gün ikimiz açısından daha da zorlaşıyordu.

Önce Sevgili Halamdan (kendisi uzun yıllar çocuk hastanesinde görev yapmış, alanında oldukça başarılı bir psikiyatrisit) bu konuda bir uzman görüşü alarak bu işi nasıl yapabileceğimi konusunda fikir edindim. Önce bu süreci Derin'e anlatmam gerektiğini büyüdüğünü, abla olduğunu, büyüyen çocukların artık meme emmediğini ve bunun gibi bir sürü şeyle birkaç gün alıştırma yaptık. Hala'm memeye "bir şey sürmek ya da çocuğu memeyle korkutmak daha ilerleyen dönemlerde çocuğun bilinçaltında bir takım huzursuzluklara yol açabilir, bu yüzden bu süreci mümkün olduğunca konuşarak, anlatarak geçirin" demiş olsa da, ben tam olarak böyle yapamadım.


Kendi kendime bir cuma akşamı (ertesi gün iş yok diye uykusuzluğu göze alarak) karar aldım. Ve bana engel olmasın diye eşime de söylemeden uygulamaya geçtim.
Bir çok arkadaşım farklı metotlar denemiş ve başarılı olmuşlardı.
 Mesela;
"memeye salça süren ve annecim bak meme uff olmuş,"
"memeyi kalın hastane bantıyla (flaster) kapatıp annecim bak meme gitmiş, artık meme yok"
 "memeyi göz kalemi ile boyayıp meme eee olmuş, pis olmuş "
Gibi bir sürü örnek vardı…
Deneyen arkadaşlar da oldukça başarılı oldular.
Ancak ben görsel olarak Derin'in zihninde kötü bir görüntü yaratmaktan kaçındım, sadece tadı değişmeli ve o bu değişimi görmemeli diye düşündüm. Çünkü Derin memede bir şey görürse "anne pislenmiş sil" diyeceğine adım gibi emindim.
Bu yüzden daha önce aklımda emzik bıraktırma tekniği olarak da kullanılan SİRKE geldi.
İyi ki de gelmiş.
Çünkü görüntüde hiçbir şey yok ama koku ve tat olarak çok yoğun bir madde.
Ayrıca yalasa bile sağlığa zararlı da değil. Bu yüzden tam aradığım şeydi.
Tadından tiksinmesini çok önemsemedim, çünkü zaten sirke tek başına tüketilen bir ürün olmadığı için sorun yoktu benim açımdan.
Ben Tariş'in Elma Sirkesini kullandım. Çok spontane bir anda geliştiği için başka ürün arayışına da girmedim. Evde olanı kullandım yani. Sirkede önemli olan asetik asit oranın düşük olması. Ancak bunu planyalar ev yapımı elma sirkesi de hazırlayabilirler.

07.08.2015 Cuma akşamı Derinin uyku saatine yakın, sirkeyi hafif sulandırıp göğsüme sürüp yanına gittim.
"Annecim sen artık büyüdün, büyüdüğün için sütler de bozuldu diye söze girdim."
Derin'o tabi ki hazır cevaplı olduğu için; "ama ben daha büyümedim, bak hala bebeğim" vs gibi cümlelerle üzerimde psikolojik bir baskı yapmaya başladı.
Tamam o zaman bak bakalım sütler bozulmuş mu dedim?
Başladı emmeye suratında hiçbir değişiklik yok.
Nasıl olur derken, içimden anneme söylenmeye başladım;
"çocuğa bu kadar sirkeli sarımsaklı çorba içirsen böyle olur" diye J
Çünkü annem sağolsun Derin'e haftada bir kemik suyu, kellepaça, beyin vb. çorbalardan içerdiği için ilk başta sirkenin tadını pek garipsemedi. Olmayacak bu iş dedim ve o gece sirkeli memeyi emerek uyudu :) tadını hayal etmek dahi istemiyorum.

08.08.2015 Cumartesi akşamı yani ertesi gün, ben sirkeyi bu sefer sulandırmadan direk sürdüm daha yanıma gelir gelmez sirkenin keskin kokusu burnuna geldi ve ben daha bir şey demeden direk sirkenin kokusunu aldı ve
Derin : “anne meme bozulmuş mu dedi?”
Ben: “evet annecim, sen büyüdüğün için artık meme bozulmuş, istersen bi tadına bak annecim?”
Gözlerinde ki o şaşkın ifadeyle bir an duraksadı ve
Derin: “anne bu gece sarılarak uyuyalım mı?” dedi.
O an içimde öyle buruk bir his vardı ki,  bu kadar çabuk kabullenmesine sevinemedim bile.
O eşsiz büyülü anları tekrar yaşamayacak olmanın duygusu,
Onun benden ayrı bir birey olduğunu kabullenmenin duygusu,
Aklından geçen onca şey…
Sonrasında ki 10-15 gün içinde tabi ki de biraz huzursuzlukları oldu. Onda memenin yarattığı boşluk mızmızlık olarak kendini gösterdi. Bu süreçte ona karşı biraz daha hassas ve sakin davranıp ilgisini başka yöne çekerek büyük krizlerin artmasını önledik.
Sonuç olarak biz meme bırakma  süreci Allah’a çok şükür sancısız, ve krizsiz atlattık diyebilirim.
Darısı sizin de başınıza J

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAĞLI EKMEK KIZARTMASI

Haftasonu  kahvaltılarımızın vazgeçilmez tatlarından biri yağlı ekmek. Eğer evde önceki günden kalan bayat ekmek varsa değmeyin keyfimize. Çünkü taze ekmekle aynı tadı yakalamak mümkün değil. Ekmek ne kadar bayatsa tadı o kadar lezzetli oluyor. Eskiden annelerimiz bayat ekmeği değerlendirmek için, bunu ocakta demir tost makinelerinin içinde yapardı.  Geçen gün bayat ekmekle ilgili değişik yapılabilecek bir tarif ararken fark ettim ki, kimse yağlı ekmek kızartmasını paylaşmamış. Bende bilmeyen varsa yazayım dedim. Yapımı en kolay, tadı en keyifli kahvaltılıklardan biri. Malzemeler :

TUVALET EĞİTİMİ

Derin için tuvalet eğitiminde biraz geç kalmıştık. Yaşadığımız bir takım sıkıntılı süreçler benim konu da geri kalmama neden olmuştu. Bu yüzden ben sabır olarak kendimi yeteri kadar rahat hissetmiyordum hem de mevsimsel nedenler vs. kendimce hep bir bahanem ve endişem vardı. Aslında gözümde büyüyen tuvalet eğitimi meselesi uygulamada hiç de beni zorlamadı. Biz bu işi nasıl sancısız sıkıntısız tasasız anlattık bahsedeyim. Derin tam 3 yaşına gelmişti. Ve artık bu bez mevzusu kapanmalıydı. Nacizane fikrim öncelikle şunu söylemeliyim ki bu işe önce anne karar vermeli. Sonra çocuğun bu eğitime hazır olup olmadığına bakılmalı. Zaten ben karar verip de tuvalet eğitimine nerden başlamak gerekir diye araştırmaya başladığımda aslında Derin’in de hazır olduğunu fark ettim. Biz Derin’in abisi Sevgili Mert’ciğimde tuvalet eğitimi sırasında bazı sıkıntılar yaşamadık. İlk önceleri tuvalete oturmak istemiyor, hatta tuvaletten korkuyordu. Ben bu yüzden Derin 1 yaşına geldikten sonra ki